El Cezire televizyonunun haberine göre, Netanyahu’nun ofisi söz konusu açıklamada "Ajansın raporu açıkça göstermektedir ki İran’ın nükleer programı barışçıl değildir. Uluslararası toplum derhal harekete geçmeli ve bu tehdidi durdurmalıdır." ifadeleri yer aldı. 

Bu iddialar, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine ilişkin yayımlanan UAEA raporunun ardından geldi. Söz konusu belgede, İran’ın 17 Mayıs itibarıyla %60 saflıkta 408.6 kilogram zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğu, bu miktarın bir önceki Şubat ayı raporuna kıyasla 133.8 kilogram arttığı belirtilmişti. Ajansın önceki raporunda bu miktar 274.8 kilogram olarak yer almıştı.

UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, raporda yine İran’ın barışçıl nükleer programına ilişkin siyasi nitelikteki iddiaları tekrar ederek, bu düzeydeki zenginleştirmenin %90’a (askeri düzey) teknik olarak kısa bir adım olduğunu savundu.
İran İslam Cumhuriyeti ise, nükleer faaliyetlerinin barışçıl amaçlı, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesinde ve meşru sivil ihtiyaçlara dayalı olarak yürütüldüğünü sürekli vurgulamaktadır.
İran, ayrıca defalarca nükleer silah üretiminin savunma ve dini politikalarında yeri olmadığını ifade etmiş ve UAEA ile iş birliğini şeffaf biçimde sürdürdüğünü belirtmiştir.
Uzmanlar, Tel Aviv yönetiminin bu açıklamalarıyla, İran ile ABD arasında süren dolaylı müzakereleri etkilemeyi ve olası bir anlaşmayı engellemeyi amaçladığına dikkat çekmektedir.