Garibabadi'nin yanıt metninden :

Ajans Genel Direktörü, bu raporu hazırlamak için yetki verildiği gerekçesiyle Kasım 2024 tarihli karar tasarısına atıfta bulunmuştur. Ne yazık ki bu karar; üç Avrupa ülkesi ve ABD tarafından, Genel Direktör’ün İran ziyaretinin olumlu sonuçlarına rağmen, tamamen siyasi bir girişimle ve mutabakat olmadan Yönetim Kurulu'nda kabul edilmiştir. Üzücü olan, Genel Direktör’ün bu raporda söz konusu ülkelerin bu tutumuna hiçbir şekilde değinmemesidir.

Raporun hiçbir yerinde İran’ın mevcut nükleer faaliyetleri ya da nükleer materyallerde sapma olduğuna dair bir şüphe bulunmamaktadır.

İran, Veramin ve Turkuzabad’la ilgili iddialara gerekli açıklamaları yapmıştır.

Ajans, İran’a baskı uygulamak için bir araca dönüştürülmüştür.

Bu iki iddianın abartılması ve aşırı endişe ifadeleriyle sunulması, yalnızca yapay bir kriz yaratma çabasıdır.

Ajans belgelerine göre zenginleştirme seviyesi konusunda herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır.

Ajans Genel Direktörü’nün, meşru bir faaliyeti “endişe verici” olarak nitelendirme hakkı ya da görevi yoktur. Bay Grossi’nin bu yaklaşımı tamamen siyasi bir tutumdur.

Grossi, bazı özel ülkelerin çıkarlarına hizmet eden bu siyasi eylemden dolayı hesap vermelidir.

İran'da 120 UAEA denetçisi faaliyet göstermektedir.

Ne yazık ki Sayın Grossi, İran'da görev yapan çeşitli milletlerden 120 denetçinin çalışmalarını görmezden gelmekte ve Ajans’ın kapasitesini sadece üç Avrupa ülkesine mensup birkaç denetçiyle sınırlandırmaktadır.

Ajans’ın ve Batılı ülkelerin İsrail’e karşı sessizliği, siyasi yaklaşımın en açık örneğidir.

Ajans’ın İran’ın nükleer faaliyetlerinde hiçbir sapma ya da pakt dışı sorun bulamayıp, kapanmış geçmiş meseleleri tekrar gündeme getirmesi neyin göstergesidir?

İran bugüne kadar tüm taahhütlerine bağlı kalmıştır. İran’ın bugüne kadar ödediği bedel; izzetini, bağımsızlığını, ilerlemesini ve zorbalığa karşı direnişini korumak içindir. Eğer bazı ülkeler İran’ın hoşgörüsünü suistimal etmeye ve aynı yanlış yolda yürümeye devam ederlerse, İran da diğer tarafların eylemleri ve gelişmelere göre uygun kararlar alacak ve uygulamaya koyacaktır. Bu durumda tüm sorumluluk ve sonuçlar, bu yolu seçen ülkelere ait olacaktır.